Uygulamayı, telefonunuzda bulunan QR Kod okuyucu ile aşağıda bulunan QR Kodu okutarak indirebilirsiniz.
Ayancık, yeşili ve deniziyle dikkat çeken bir ilçe olarak Sinop'un gözde yerleşimlerinden biridir. 22.625 kişinin yaşadığı bu şirin yerleşim, yaz döneminde tatil yapmak için gelen ziyaretçilerle birlikte yaklaşık 40 bin kişiye ev sahipliği yapar. Ayancık'ta her tonu görebileceğiniz yeşil alanlar mevcuttur. Çam, meşe, gürgen, kavak gibi ağaç türlerini içeren yaklaşık 62 bin hektarlık ormanlık alan, "ağaç denizi" olarak nitelendirilmektedir. Türkiye'nin ilk kadın voleybol takımının kurulduğu yer olan Ayancık, Sinop ile dolambaçlı dağ yollarıyla bağlantılıdır. Deniz ve ormanlık manzaranın bir arada olduğu Ayancık, sıcak yaz günlerinde serinlemek ve sakin bir tatil yapmak için ideal bir noktadır.
Ayancık, ilk çağlardan beri uzanan köklü bir tarihe sahiptir. Bu dönemde yaşayan ilk kavimler arasında Amazonlar, Akalar, Paflogonyalılar ve Dorlar bulunmaktadır. M.Ö. 1200'lü yıllara kadar Etilere bağlı olarak yaşamış olan Paflogonyalılar, bölgede yerleşim kurmuş ilk yerli halk olarak bilinmektedir. 11. yüzyılın sonlarına doğru Danışmendoğulları'nın hâkimiyetine giren Ayancık, sırasıyla 1204'te Anadolu Selçukluları'nın, 1259'da Pervaneoğulları'nın ve 1292'de Candaroğulları'nın yönetimine dahil olmuştur. 1460'ta ise Fatih Sultan Mehmet'in Trabzon seferi sırasında Sinop ve çevresi Osmanlı Devleti'ne bağlanmıştır. Bu tarihten itibaren Tanzimat dönemine kadar Ayancık ve çevresi, Kastamonu'nun dört kadılık makamından biri içinde varlığını sürdürmüştür. Tanzimat ile başlayan yenilik hareketleri ile birlikte Ayancık'ın ilçe statüsü alması düşünülmüş; ilçe merkezi olarak Ayancık kabul edilmiştir.
1860'larda resmi dairelere ev sahipliği yapmaya başlamasıyla Ayancık, gelişim göstermiştir. 1929 yılında Alman ve Belçika sermayeli kereste fabrikasının işletilmeye başlanması ile birlikte ise bölgenin sosyal ve ekonomik açıdan büyük dönüşümler yaşanmıştır. Ayancık, cumhuriyetin ilanına kadar Kastamonu'ya bağlıyken, cumhuriyetin ilan edilmesinin ardından Sinop iline bağlı bir ilçe konumuna gelmiştir.
Zengin doğal yaşamı, muhteşem yeşillikleri ve mavi deniz manzarası ile Ayancık, oldukça dinlendirici bir atmosfere sahiptir. Konaklama seçenekleri, piknik alanları, plajları, doğal alanlarda yürüyüş yolları ve su altı sporları imkânları ile Ayancık'ta eğlenceli ve huzurlu bir tatil deneyimi yaşanabilmektedir.
Ayancık, Batı Karadeniz'de Sinop iline bağlı bir ilçedir. İlçe, kuzeyde Karadeniz'e;
güneyde Sinop'un Boyabat ilçesi ve Kastamonu'nun Taşköprü ilçesi; batıda Sinop'un Türkeli ilçesi
ve doğuda da yine Sinop'un Erfelek ilçesi ile sınırlıdır. Ayancık, Sinop kent merkezine 55
kilometre mesafede konumlanmaktadır. Bölgenin en yüksek dağları olan Çangal ve Zindan Ayancık'ta bulunmaktadır.
Ayanck, karayollar ile evre il ve ilçelerle iyi bir baglantiya sahiptir. ile batida Türkeli, Çatalzeytin
ve Abana ilçeleri üzerinden Zonguldak ve Kastamonu ile doguda, Sinop üzerinden Samsun;
güneyde, Tasköprü ilçesi üzerinden Kastamonu ile Boyabat ilçesi üzerinden ise Çorum ve Amasya
illeriyle karayolu baglantisina sahiptir. Ayancik'a Sinop kent merkezi 55 kilometre, Boyabat 56 kilometre ve Türkeli 36 kilometre mesafede yer almaktadir. Dolambaçl dag yollaryla Sinop ve
Ayanck arasi araba ile yaklasik 1 saatte kat edilmektedir.
Ayancik, 22 kilometrelik deniz kiyisina sahip oldugundan, deniz ulasimila da baglantiya sahiptir.
Çaylioglu köyünde bulunan limanda deniz motorlari ve tekneler hizmet vermektedir.
Harika ağaç ormanları, renk renk çiçekleri ve bol oksijenli tertemiz havası ile Çangal Dağı, ilçenin güzel bir mesire noktasıdır. Akgöl Yaylası'nın da bulunduğu Çangal Dağı, doğal güzellikleri ile her mevsim ayrı bir cazibeye sahiptir.
1200 metre yükseklikte konumlanan Akgöl, köknar ormanının içinden akan iki kayanın birleşerek oluşturduğu bir su birikintisidir. Gölün yanında bulunan tesis, günü birlik piknik aktiviteleri için çok güzel bir ortam sunmaktadır. Bölgedeki ormanlık arazide çakal, yaban domuzu, ayı, kurt ve tavşan gibi hayvanların yaşayabildiği bir yaban hayatı mevcuttur. Göl çevresi, mangal yapmak ve doğa yürüyüşü yapmak için ziyaret edilebilir.
İnaltı Kanyonları, küçük şelalelerin, kireç taşları ve yosunların oluşturduğu sarkıtların bulunduğu 1 kilometrelik mesafesi ile oldukça dikkat çekici bir yerdir. Bu bölgenin yürüyerek gezilmesi tercih edilmektedir. Ancak kanyonun diğer tarafında yer alan ağ, kar sularının eridiği ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde yükselmektedir. Çayın yüksekliği arttığında, bu bölgeyi arazi araçları kullanarak geçmek gerekmektedir. Yol aynı zamanda safari yapmak için de oldukça uygundur.
Telif hakkı © 2024 Tüm hakları saklıdır